CONTRACT MARRİAGE BL NOVEL 2.BÖLÜM

 



İlkokul günlerinden lise mezuniyetine kadar, Han Yang öz ailesini hiç görmemişti. Tam on beş yıl önce bir gece, beş yaşındayken küçük bir kasabada terk edilmişti. Ardından iyi kalpli yaşlı bir adam tarafından evlat edinildi. O zamanlar yaşlı adam kendisiyle götürdüğü küçük çocuğu tek başına aynı bir büyükbaba gibi büyüttü. On ikinci ayın en soğuk günlerin birinde beş yaşındaki çocuk sokakta duruyordu en zorlandığı zaman olduğunu hatırlıyordu Han Yang. O sırada onu alan büyükbaba vücudunun renginin değiştiğini, bir köşede titrerken bulduğunu söylemişti. Daha sonra, çocuğun iyileşmesi ve bir kez daha konuşmayı öğrenmesi neredeyse büyükbabanın yarım yılını almıştı. 

Han Yang 5.sınıfta büyükbabasının biyolojik torunu olmadığını, onun yerine evlatlık alındığını öğrenmişti. Bu yüzden büyük bir boşluk hissi ile etrafındaki arkadaşlarının ailelerine imrenerek bakıyordu. Ama daha sonra ailelerin çocuklarına verdiği sevgiyle, büyükbabasının ona verdiği sevginin tıpatıp aynı olduğunu fark etti. Bazen arkadaşlarının ailelerine baktıkça kendi ailesini merak etse de bunu büyükbabasına belli etmedi. Zaten üstünden baya zaman geçtiği için öz ailesinin yüzünü de unutmuştu.

Yaşı biraz daha ilerlediğinde ailesini bulmak istedi ama daha sonra kendi hayatının bozulacağından korktu. Sakin ve güzel hayatına zarar vermek istemedi, daha da önemlisi sevdiği ve çok değer verdiği, onu büyütmek için mücadele veren kişiyi terk etmek istemiyordu. Hatta büyükbabasına çok iyi baktığı için ona 'büyükbabanın adamı' diyorlardı.

Ebeveynleri olmasa bile büyükbabasından çokça sevgi almıştı ve bu konuda çok mutluydu.

Üniversite giriş sınavlarında, Han Yang, bulunduğu eyalette öğrenciler arasında birinci olmuştu. Bir çok üniversite Han Yang'ı elde edebilmek için çok çabalasa da Han Yang tüm üniversitelerden en iyi şartlara sahip olan X Üniversitesini seçmişti. Plan basitti; sınavlarda başarılı olup, iyi bir üniversiteye girip güzel bir iş sahibi olduktan sonra büyükbabasına güzel bir yaşam sunmak.

İşte hayatında ki tek temel planı buydu ve neredeyse yarısını gerçekleştirmişti.

Ancak çok geçmeden ona annelik ve babalık yapmayan iki kişi tarafından tüm hayatı kaosa sürüklendi. Han Yang daha önce hiç tanışmadığı ailesiyle böyle karşılaşacağını düşünmemişti. Şimdi aile diye adlandırılan iki kişi de önünde diz çökmüş ağlıyordu.

Gözlerinin önünde ki Han Yang, beş yaşında ki halinden oldukça farklıydı.

Han Yang önündeki iki kişiye sinirle baktı. Hasta olduğu zaman ona bakmamışlardı, onu okula öperek yollamamışlardı ya da kendisiyle alay eden arkadaşlarıyla kavga ettiğinde onun yanına gelip savunmamışlardı. Öz oğullarının yaşamında hiçbir izleri yoktu. Öğrendiği ilk kelime anne ya da baba değildi, büyükbabaydı.

Han Yang her zaman ailesinin zor durumda kaldığı için kendisini terk ettiklerini düşünmüştü. Onların tekrardan gelip 'Oğlum biz senin aileniz ve bundan sonra her zaman seninle ilgileneceğiz' demelerini beklemişti. En azından ailesi şuan karşısındaydı. Ama yüzlerinde sıcak bir gülümseme, kollarında şefkat...hiçbiri yoktu.

Ayrıca onu bulmaya gelen sadece ailesi değildi. Alacaklıları da onlarla birlikte gelmişti.

HeLian Qing.

Karşı konulamaz duruşla, bu kayıtsız ve sert görünümlü adam işte o zaman hayatına girdi.

Ailesinin kendisinden izin almadan imzaladığı kağıt net bir şekilde gözlerinin önünde duruyordu. Han Yang daha ne olduğunu anlayamadan HeLian Qing konuşmaya başladı.

"Bundan sonra artık benimsin"

Onun biyolojik ailesi olduğunu iddia eden kişiler suçlu ve kederli bir şekilde Han Yang'tan özür dilemeye başlamışlardı. Han Yang yavaş yavaş etrafında gelişen olayı çözdüğünde siniri tepesine çıkmıştı. Ailesi HeLian Qing'e borçlanmıştı ve Han Yang'ı teminat olarak satmışlardı.

Han Yang 'biz senin aileniz' diyen kişilerle daha önce hiç tanışmadığı için bu olayı inkar etti. Ancak karşısındakiler önüne DNA sonuçlarını koyduktan sonra ailesini zar zor kabul edebilmişti. HeLian Qing'e bakarak konuştu "Ya senin olmak istemiyorsam?"

Sert adam kanepenin köşesine oturmuş, sinirli gözlerini bir an olsun Han Yang'ın üzerinden çekmiyordu.

"Ha?" diye cevapladı HeLian Qing ve devam etti. "O zaman yasal prosedürü uygulayın" diye yanında ki adamlarına emir verdi. Yasaya göre ona borçlu olan kişileri hapse yollamak mümkündü. Şaşırmış olan Han Yang az daha bayılmak üzereydi. Ne bağırıp çağırabiliyordu ne de ailesini eşek sudan gelinceye kadar dövebiliyordu. HeLian Qing'in dedikleri de elini kolunu bağlamıştı.

HeLian Qing kendisini beğenmiş bir edayla konuşmasına devam etti. "Hapse girmeleri para ödemeyecekleri anlamına gelmez. İkisini de yapacaklar"

Ardından gözlerini kararlılıkla etrafta dolaştırdıktan sonra tekrar Han Yang'a döndü.

"Eğer bu durum hoşuna gitmediyse kabul etmekten başka çaren yok"

HeLian Qing konuşurken gözlerinde bir duygu geçişi bile hissetmedi, tam tersi bu durum Han Yang'ın ürpermesine neden oldu.

Biyolojik ailesi olarak adlandırılan çift o sırada Han Yang'ın elini tutup, onu terk etmekten başka şanslarının olmadığını söylediler. Bir köşede sıkışıp kaldıklarını, yaşadıkları yerin bile garantisinin olmadığını söylediler. Yiyecek yemeği bile zor bulduklarını bu yüzden yaptıkları şeyleri anlattılar. Han Yang'ın düşündüğü tek şey kendisini o küçük kasabada terk etmeselerdi, belki büyükbabasıyla hiç karşılaşamayacak olmasıydı. İkisinin de yüzü acı içindeydi ve ağlıyorlardı. Han Yang onları tanımasa bile gözlerinin dolmasına engel olamadı. Sürekli üzgün olduklarını söyleyip duruyor, onları affetmesi için yalvarıyorlardı.

Annesi konuşmaya başladı, "Ben seni doğurdum ve ne olursa olsun biz senin aileniz. Bu yüzden hayatında sana en iyi seçenekleri sunacak kişi de HeLian Qing"

Hatta daha çok şey söylemeye devam ettiler ama Han Yang'ın kulakları artık duymuyordu. Sadece duyduklarını beyninde tekrarlayıp duruyordu. Daha sonra büyükbabasının ona dediklerini düşündü.

'Xiao* Yang ailen seni bulursa, onları suçlama. Belki seni bırakmaktan başka seçenekleri yoktu.'

*kendisinden küçüklere söylenen kelime

Büyükbabası haklıydı. Başka seçenekleri yoktu. Ayaklarına kapanan babası konuştu.

"Üzgünüm başka seçeneğim yoktu."

Ailemin borcunu ödeyeceğim.

Kalbinde ki iyiliğin nereden geldiğine anlam veremeyen Han Yang siniri bir şekilde duran adama yaklaşarak yavaşça kalemi eline aldı ve imzasını attı. Böylece ailesinin borcu silinmişti. Bir süre bir şey hissetmeden duran Han Yang, daha sonra aile sevgisinin hasretiyle korkuya kapıldı. Kalbindeki bu anlamsız korkuya anlam verememişti. Beş yaşında ki halini başta çok hatırlamasa da şimdi yanağından öpüldüğünü, onu havaya kaldıran ellerin görüntüsü bir anda gözlerinin önünden gelip geçti. Ailesinin hafif silik yüzleri gözlerinin önüne geldi. Bütün yaşanılan şeyleri anımsamaya başladıktan sonra o soğuk geceyi tekrar anımsadı. Bir köşede titremekten bir hal olan vücudunun soğukluğunu hissedince vücudu titredi. Yavaşça yerde dizlerinin üzerine çökmüş iki kişiyi kaldırdı.

"Beni doğurduğun için teşekkür ederim. ama o kadar yıl geçmesine rağmen ne olursa olsun beni aramaya gelmediniz. Beni köşede bıraktığınızda ölümüne donacağımı hiç düşünmediniz mi?"

Ailesinin yüzünde ki utanç ve pişmanlık duygusu, borçlarının ödenmesinden sonra yavaşça düzelince kendisini tuhaf duygular kapladı. İkilinin ellerini tuttuğu elini gevşetip zorla gülümsemeye çalıştı.

"Artık sizinle bir ilişkim yok" çok yavaş ve tane tane söylemişti bu cümleyi.

Kendisini sattığı için hayatını, şimdiki olduğu gibi yaşayacağını sanmıyordu. Neyse ki HeLian Qing ona bugünlük izin verdi. Bavulunu toplaması için zamana ihtiyacı vardı ve onu daha sonra gelip alması için adamını yollatacağını söyledi. 

"Hayatında herhangi bir kısıtlama olmayacak. Nasıl yaşıyorsan öyle yaşayacaksın" diyen HeLian Qing, Han Yang'ın içini okumuş gibiydi.

Diğer gün Han Yang, HeLian Qing'in evine varınca, HeLian Qing iş gezisi için evden gitmişti ve bu yüzden anlaşmayla ilgili konuşmamışlardı. HeLian Qing gitmeden önce Han Yang'a sert bakışlar atmış ve soğukça "Bu ölmüş balık suratını geldiğimde görmek istemiyorum. Döndüğümde senin kocan olacağım, düşmanın değil." diye konuşmuştu.

Bu sözleri duyduktan sonra Han Yang'ın dudakları ağzının içine doğru kıvrılmıştı. 

O gittikten sonra, Han Yang, normalde yabancı bir evde rahatsız hissetmesine rağmen bu evde kendisini kötü hissetmemişti. Ne de olsa şuan bu evde tek kişiydi ve rahat olmalıydı. Önündeki iki hafta boyunca sakinleşmeli ve HeLian Qing'in eşi olduğunu unutmaya çalışmalıydı.

Yani, HeLian Qing gelene kadar elbette...


                                     BÖLÜM 1            BÖLÜM 3

Yorumlar